62. Ders: Şimdi için Yaşamak

Sevgili kızlar, 

Her aldığım dersi sizlerle de paylaşmayı dert edindim, hiç zamanaşımına uğratmadan yazmaya gayret ediyorum. Daha önceden şöyle bir ders almış ve hemen sizinle paylaşmıştım. Bugünkü ders de benzer içerikte. 
Sevgili kızlar, bizim beynimizi ailelerimizden topluma, masallardan çizgifilmlere ve romantik komedilere kadar her şey "hayatımızın aşkı" fikriyle doldurmuş. Böyle bir şey YOK. İdeal eş YOK. İdeal sevgili YOK. Herhangi bir ilişkinin sonsuza dek sürmesi diye bir şey YOK. Doğamız gereği böyle bir şey mümkün DEĞİL. Filmlerdeki romantik öpüşme sahnelerinde çalan müzikler gerçek hayatta çalmıyor. O anda adamın ağzının kokup kokmadığını düşünüyoruz, kendimize yalan söylemeyi bırakalım artık. İlk sevişmeler asla filmlerde gösterildiği gibi güzel olmaz, hepsi mutlaka KÖTÜDÜR (Default veri). Sevişme sayısı arttıkça belki bir doyuma doğru yaklaşabilirsiniz, o da ten uyumunuz varsa. Herkesle ten uyumu olmaz. Hatta yüksek ten uyumu çok zor yakalanan bir şeydir. (Yakalarsanız sağlıklı bir gelecek nesil için üçer beşer üreyin bence.)
Bu veriler ışığında gelecek için yaşamayı bırakıp şimdiye odaklanmanızı öneririm. Ne zaman geleceğe dair bir plan yapsak ilişkilerimizin içine sıçıyoruz. (Erkekler için dahi geçerli bu önerme.) Beraber bir gelecek istemek yerine beraber bir şimdiniz olsun. Koyun gitsin. Mutluysanız bir şey sormayın, analiz etmeyin, anın tadını çıkarın. En güzeli bu. Güzel bir şey yaşadığınızda bunu tekrar yaşama ihtimalinin azlığını düşünüp hayıflanmak yerine bu kadar güzel bir şeyi yaşayabildiğimiz için kainata müteşekkir olun. Bazı insanlar böyle güzel duyguları yaşayamadan ölüp gidiyorlar. Çok şanslısınız. Boşverin geleceği, belki yarın ölebilirsiniz, bugünü en güzel haliyle geçirin. 

Şunlar da tekrar dersler: Seviyorsanız gidin konuşun bence. Seviyorum deyin. Sevmesin, önemli değil, yeter ki siz sevin. Aramasın, siz arayın; özlemesin, siz özleyin, "çogözledim öperim" yazın. Canınız öyle istiyorsa o bloklayana kadar taciz edin vatsaptan, özlüyorsanız dışarı atılma riskini göze alıp gidin işyerine onu görmeye, neden korkuyorsunuz ki? Olmayacak şey zaten olmaz, ne var yani, sonunda ölüm mü var? Sonuna kadar yaşadım dersiniz, şöyle sevdim, böyle aşıktım diye anlatırsınız en kötü ihtimalle. Trip yapmayın, ne hissettiğinizi söyleyin, anlamak zorunda değil o tribin nedenini, açıkça söyleyin ben şuna bozuldum diye, üzüldüm lan deyin, bunu söylediğinde kendimi şöyle kötü hissettim deyin, açık olun. 

Üzülmekten korkmayın, hepimiz iyileşiyoruz eninde sonunda. 

61. Ders: Her Yeni Başlangıçta...

Sevgili kızlar,

Yaş yavaştan ilerlediğinden ve kısır bir ortamda rutine devam ettiğimden değişik dersler almaz oldum, o nedenle artık yazmıyorum ama öyle bir ders aldım ki yenilir yutulur değil. Paylaşmam gerektiğini düşündüm hemen sizlerle. Hani her yeni heyecanda kendi kendinize "Yahu ben daha önce böylesine hiç rastlamamıştım." diyorsunuzdur ya. İşte bu karşınıza çıkan adamlardan kaynaklanmıyor, sizin her yeni kıpırdanmada bir adım daha ileri gittiğinizi gösteriyor bu durum. Her yeni arayışta daha iyisini buluyorsunuz yani. Standartlarınız giderek yükseliyor. Dünyanın en normal şeyi kısacası. Bu nedenle adama yükleme yapmayın, yapacaksanız o yüklemeyi kendinize yapın. Giderek seçimlerinizde daha başarılı oluyorsunuz. Ne mutlu size.

Sevgiler öpücükler.